Birbirlerini seven insanlar ilişkilerinin ilerlemesiyle evlilik fikrini düşünmeye başlarlar. Çiftlerin birbirine karşı duyduğu sevginin yoğunluğu onlarda her daim birlikte olma, sabah beraber uyanıp akşam beraber uykuya dalma, özel anları birlikte geçirme isteği uyandırır. Bunun da en güzel yolu evliliktir. Evlilik kararı alan çiftler ilişkilerinin o dönemine kadar daha önce tecrübe etmedikleri durumlarla karşı karşıya kalırlar. İlişki iki kişi arasında yaşanırken ve her şey güzel, sorunsuz ilerlerken bir anda evlilik kararının duyurulmasıyla aileler de işin içine girer, yeni bir düzen kurmanın gerektirdiği sorumluluklar ortaya çıkar, maddi olarak kendine yeten insanların artık çok daha kapsamlı düşünmesi ve hareket etmesi gerekliliği söz konusu olur. Bunun gibi daha pek çok faktör çiftlerde strese sebep olarak onlara aldıkları kararı sorgulatır. Bu tür duygular yaşıyorsanız, bunun gibi bazı kaygılara sahipseniz endişelenmeyin; bu durumu yaşayan tek kişi siz değilsiniz. Evlilik öncesi sendrom adı verilen bu durum hayatlarını birleştirme kararı alan insanların birçoğunda görülüyor.

Her şey mükemmel olmalı mı?

Sevdiğiniz, birlikte yuva kurmayı düşlediğiniz insan ailenizin içine dahil olacak, aynı şekilde siz de onun ailesine. Tanışma, söz, isteme, nişan… Evliliğe giden yolda aşılması gereken birçok merhale var. Bu süreçte etraftan alacağınız tepkiler, duyacağınız yorumlar gözünüzü korkutmasın. Müstakbel eşinizin maaşı, sizin söz kıyafetiniz, nişan için seçtiğiniz mekân, düğünde dağıtacağınız yemek ve daha bir sürü konu etrafınızın beklentisi nedeniyle sizde mükemmellik çabası oluşturabilir. Kimseyi memnun etmek için uğraşmayıp yalnızca kendi mutluluğunuza odaklanın, çünkü yuvayı kuran ve bu yuvada hayatını sürdürecek olan onlar değil sizlersiniz.

Ben evliliği yürütebilir miyim?

Belli bir yaşa kadar bekar yaşadınız, şimdi ise hayatınızın belirgin olarak değişeceği bir aşamadasınız. Bekarken belki ailenizle belki arkadaşlarınızla belki de yalnız başınıza yaşadınız. Sorumluluklarınız evli bir insanın sahip olduklarıyla aynı değildi. Ve şimdi evli bir insan olarak bir evin, evliliğin, ikinci bir insanın sorumluluğu tüm gerçekliğiyle karşınızda. Aynı evde biriyle hayatı paylaşmak, yemek, temizlik, ütü, alışveriş… Peş peşe saydığımızda ne kadar da göz korkutucu görünüyor değil mi? Endişelenmeyin, evlilik sandığınız gibi yerine getirilmesi gereken görevler bütünü değildir. Birlikte yaşayacağınız insan da sizden taleplerde bulunacak yerine getirmediğinizde cezalandıracak bir patron değil. Evlenerek amacınız birbirinizin hayatını kolaylaştırmak, sahip olduğunuz mutluluğu paylaşarak arttırmak. Yaktığınız yemek, salonunuzdaki toz, pantolonda oluşan çift ütü izi sizi evlilikte başarısız yapmayacak. Evlilik yaşamı boyunca eşinizle aranızda espri konusu olacak olan bu işler evlilik öncesi sizi sendroma sürüklemesin.

O benim için doğru kişi mi?

Tanıştığınız ilk günlerde hayatınızın aşkı, sizin için yaratılmış olan o insan ne oldu da düğüne sayılı günler kala birlikte hayat kurma konusunda şüpheye düştüğünüz insana dönüştü? Bunu size düşündüren tek şey stres. Evlilik sendromu mutlu olmanız gereken şeyleri görmezden gelmenize neden olurken sorun etmemeniz gereken şeylerin gözünüzde büyük problemler haline getirir. Evlilik stresinin size bunu yapmasına izin vermeyin ve ömrünüzü birlikte geçirmeye karar verecek kadar sevdiğiniz insanla paylaştığınız güzellikleri göz önünde bulundurarak bu günleri gerginlik yaşamadan geçirin.